19 Mayıs 2008 Pazartesi

Rönesans Bireyinin Destanı

Radikal Kitap'ta yayınlanmıştır..

Ülkemizde yayınlanmış sanat tarihi disiplinine dâhil edilebilecek kitapların en önemli açmazını, okuyucu yani alıcı kitlesini tercihte aramak mümkün. Kuşe kağıda, parlak renklerle kronolojik biçimde basılmış resimler dizisi ve adeta dipnot hacmindeki resim, sanatçı, üslup ve hatta dönem bilgisini içeren kitaplar, popülist yaklaşım örnekleri olarak nitelenebilir rahatlıkla. Geçtiğimiz aylarda yayınlanan Elie Faure’un Rönesans Sanatı ise bu tavrın cephesine konuşlandırılabilecek nitelikte bir kitap. Faure girişte, kitap ilk basıldığında eserleri yeterince tanıtmadığı yönündeki eleştirilere cevaben, bugün sözünü ettiğimiz tavrı da karşısına alır biçimde, resimlerin kitap boyutuna indirgenmesiyle değer kaybettiklerinden, o nedenle de kitapta eser detaylarını göstermeyi tercih ettiğinden bahsediyor ve devam ediyor: “Şu elinizdeki gibi kitaplarda amaç, ele alınan ustaların tablolarını betimlemek değil, sanatçının tüm yapıtlarının havasını dile getirmektir.”
Özgün adı Histoire de l’art: l’art renaissant olan, ilk baskısı 1979 yılında yapılan, daha sonra 1993 yılında Kabalcı Yayınevi tarafından Yeniden Doğan Sanat adıyla yayınlanan kitap, güncellenerek Rönesans Sanatı adıyla bu kez Zigana Yayıncılık tarafından basıldı. Rönesans Sanatı, Fransız deneme ve sanat tarihi yazarı Elie Faure’un L’art Antique (Antik Sanat), L’art Medieval (Ortaçağ Sanatı), L’art Moderne (Modern Sanat) ve L’esprit des Formes (Biçimlerin Ruhu) adlarıyla 1909 – 1927 yılları arasında aralıklarla yayımlanmış toplam beş ciltlik dizisinin üçüncü kitabı.
Faure, İtalyan “Yeniden Doğuş Çağı”nı, sosyal-toplumsal ortam ile döneme ve çevreye ait koşulları didikleyerek aktarıyor. Rönesans’ı sınırları belli, zihnimizde donup kalmış bir tarih aralığı olmaktan çıkararak tanımlarken, tarihin “durmadan çarpan bir yürek” olduğunu hatırlatıyor. Ancak yazar, ne Rönesans’ı ne de Rönesans sanatını idealize ediyor! Faure’a göre Rönesans, Ortaçağ’ın büyük karışık birliğinden çağdaş dünyanın kargaşasına geçişteki, bireyler ve sanat ekollerinin ortak görevde oynadığı rolü belirlediği heyecan verici bir nokta!
Yazar, dönemin en önemli sanatçılarının tutum ve tavırlarını, birbirleriyle olan ilişkilerini, hikâyeleştirmeye kaçmadan tutturduğu dil ile öylesine gözler önüne seriyor ki, okuyucu olayların doğal akışına tanıklık ederek tarih ve isim ezberlemekten kurtuluyor, doğal bir farkındalık kazanıyor. Bu usta yazarın derdi, Rönesans’ı anlatmak değil yaşatmak sanki. Canlandırdığı sahnelerle, bugünkü koşullarda ayırdına varamayacağımız olguları gösteriyor. Kitabı okurken, örneğin Paolo Uccello’nun perspektif çizimlerinin uyandırdığı şaşkınlığı hissedebiliyor ya da birçok ressamın birbirlerinin eserlerini görmemiş oldukları gerçeğini hatırlayarak hayretler içerisinde kalabiliyorsunuz. Faure’un yaklaşımının en önemli özelliği ise samimiyeti. Giotto “ölümsüz bir ‘an’ı özetlemiştir ona göre. Leonardo da Vinci’nin “gizemsiz resmi, resim sanatının gizemidir, insanlığın gizemlerinden biridir.” “Yeryüzüne Michelangelo kadar az gizemci, onun kadar çok dinci adan gelmemiştir.” Sandro Botticelli kadar “hüzünlü” bir anlatımcı yoktur. Raffaello’nunki gibi duvar resimlerini ancak “mutlu bir adam” yapmış olabilir.
Kitapta ayrı başlıklar halinde, Floransa, Roma, Venedik ekollerini, Fransız ve Felemenk sanatını, Alman resmini yine birbirleriyle olan etkileşimler içinde tasvir ediyor yazar. Dinden beslenen ve dini besleyen Hıristiyan resminin ekol ve kişilere özgü tanımını yapıyor. Coğrafi farklılıkların egemen olduğu bir dönemde perspektifini bu doğrultuda çizerek, Vassari’nin “sanatın yeniden doğuşu” olarak adlandırdığı zamanın gerçeklerini de dekor olmaktan çıkarıyor. Tarihin kırılmalar, atlamalarla süregeldiğini söyleyerek farklı coğrafyalardaki farklı ilerleme çizgisine ışık tutuyor. Malraux’yu da etkileyecek olan, sanat yapıtını “uygarlık tarihinde bir an” olarak okuma fikrini salık veriyor.
Rönesans Sanatı; antikiteden beslenerek, sanatı yeniden hayatın kanlı-canlı formuna sokma çabasındaki Rönesans bireyinin tutkulu ve zaman zaman esrik destanını okumak isteyenler için.

Rönesans Sanatı
Elie Faure
Çeviren: Bertan Onaran
Zigana Yayıncılık, 2007
343 sayfa