Bu yazı Radikal Gazetesi'nde 29 Mart 2008'de yayımlanmıştır...
İnsanın yaptıklarını değil ettiklerini göstermek istedim' diyen Halil Vurucuoğlu, yapıtlarıyla ilgili takdir edici iltifatlar değil, yorumlar duymak istiyor.
İzmirli genç sanatçı Halil Vurucuoğlu Drimart'ta açılan yeni sergisinde, daha önce katıldığı grup sergilerinde gördüğümüz gökyüzüne ve onu saran elektrik tellerine odaklanan kent siluetlerinden koparak farklı bir yönelime girmiş. Avrupalı ve Akdenizli Genç Sanatçılar Bienali'ne katılmak üzere seçilen, Kasa Galeri'de 'Geleceğe Esintiler 2'de de yer alan sanatçı bu sergiyle, sanat olarak kabul edilip edilmeyeceği hâlâ tartışılan sokak sanatını galeri mekânına taşıyor. Sprey boya ve şablonlarla sokak duvarlarını resimleyenler gibi galerinin doğrudan duvarına çalıştığı işleri olsa da onlardan bir adım ayrılıyor. Tekniği, tuvalde zaman zaman suluboyayı da dâhil ederek deniyor. Sanatçı, sokak sanatını galerinin steril ortamına taşıdığının farkında. Bu sanata müdahale noktasında salt şablon kullanımıyla başladığı üslubunu farklı noktalara taşıyor. Resmin üç boyut yanılsamasıyla yüzeyi gerçekten üçüncü boyuta ulaştırarak kurtulmaya çalışıyor. Böylece bir anlamda mevcut sert tavrı inceltmiş oluyor.
Temsilin bozgununun peşinde bir sanatçı ve onu sokak sanatına yönlendiren de, bu sanat biçimine müdahale ettiren de aynı dürtü: "Bazı şeyleri bozmayı seviyorum. Yolunda giden bir tren vagonunun en beklenmedik anda rayından çıkması durumunu düşünün. Her şey çok monoton. Bozgunculuğu seviyorum," diyor. 'Bambu'da sanatçının çoğunlukla son dönem çalışmaları olan, 'güzel kadın' portrelerinin de yer aldığı insan merkezli bir seçki sunuluyor. Portreler, teknik ve kompozisyon kurulumu bakımından birbirinden farklı olmakla birlikte hepsi aynı istencin, niyetin ürünü. Ünlü kişilerin en tanınamayacak fotoğraflarından, geçişsiz, düz renklere sahip şablonları üst üste ekleyerek çalışmış. Kadın portreleri davetkâr ve güzelken otoportrelerin de kendisini, evine giderken insanların geçmeye korktuğu bir yolda gölge biçiminde ya da şablon yardımıyla spreyle gerçekleştirdiği çizgilerin arkasında gösteriyor sanatçı. 'Kar' isimli portede, dış mekân resimlerindeki dingin gerginliği beyaz rengin depresifliği ile portre tarzına da yansıtıyor. Bir Patricia Highsmith romanı okur gibi, her an tetikte bekletiyor izleyiciyi.
Mesele sahteyle hesaplaşmak
Yanılsama arzusunun kalmadığı yerde, sahteliğin gerçeklik sınırlarını belirlediği durumda, yanılsama gerçeğin kendisi oluyor artık. "İnsanın 'yaptıkları' değil 'ettiklerini' göstermek istedim." diyen sanatçı bayağılığa dikkat çekiyor ve her türlü zıtlığı kullanarak sahte olanla hesaplaşmak istiyor: "Yaptıklarımın güzel olmuş diye takdir edilmesini istemiyorum. 'Bu benim midemi bulandırıyor' yorumu benim için daha değerli !"
Bambu sergisi, 12 Nisan'a kadar Dirimart'ta.
Tel: 0212 291 34 34