22 Eylül 2010 Çarşamba

SALDIRI

Galeri Non’daki extramücadele sergisi açılışına giderken yüzlerinde dehşet ifadesiyle biri yolumuzu kesip “Sakın gitmeyin, sergiye saldırdılar” dedi. Yıl 2010, yer İstanbul-Türkiye.

Şaşırdım, herkes şaşırdı. Ama aslında pek de şaşacak bir şey olmadığını, yapılanın ancak şiddetle kınanması gerektiğini idrak etmek ise geç olmadı. Kendimizi bu denli her şeyin dışında tutmamız mı böylesi bir şaşkınlığa neden olmuştu acaba? “Biz”e “ben”i de dahil ederken birnevi özeleştiri yapıyorum, yapmak gerekir ama mağdur galericilerin gerçekleştirdiği bugünkü basın toplantısı, sorulan sorular, yapılan yorumlar gösterdi ki burnunu havaya dikerek yaşayan, mevcuttan bihaber saf-iyi niyetli kesim çoğunlukta bu sanat aleminde. Herkesin kafası olabildiğince karışık. Kimi mahalleliyi savunmaya çalışıyor, kimi var olan tehditlerden bahsedip mutenalaşma meselesi yüzünden Tophanelinin rahatsız olduğundan ama sanat galerilerinin de bu konudaki hassasiyetinden bahsediyor, kimi içki içildiği için olayın gerçekleştiğinde ısrar edip meseleyi dinsel gericiliğe bağlıyor!

CNN Türk’te İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu az önce canlı yayında inciler döküyor! “Sonuçta bir işyerine saldırı düzenlenmiştir. Ortada suç vardır ve suçluyu bulmak bizim görevimiz” diyerek bir sanat galerisiyle mobilyacıyı aynı kefeye koyuyor. Daha vahimi meseleyi iyice basite indirgeyerek şunları söylüyor: “Biliyorsunuz Tophane sokakları dardır. Açılışlara gidenlerin yola taşması sonucu sıkışan trafik nedeniyle yaşanan tartışma bu olaylara neden olmuştur. Gelen geçenler arasında bu arbede yaşanmıştır”!!!

Olay yerine herkes dağıldıktan sonra hala gelmekte olan ya da gözaltındaki 7 kişinin sorgusu devam ederken hiçbir açıklama yapmayan polis, meseleyi basit bir trafik tartışması olarak yansıtan vali şiddetle kınanmalı, meseleye el atması için hükümete gerekirse cumhurbaşkanına baskı yapılmalıdır. Belli ki yaşanan onca arbededen sonra kenara çekilip korkmuş insanları keyifle izleyen ve birbirlerine “reis” diye hitap eden bir grup genci galeyana getiren provokatif, artniyetli politik güdüyle hareket edenler mevcut. Dertleri, istedikleri 70’lerdeki gibi “kurtarılmış mahalleler” yaratıp “kendi çöplüklerinde ötmek” mi? İstanbul’un göbeğinde korumaya çalıştıkları gerçekten halkın çıkarı uğruna mı? Varlıklarıyla bile mutenalaşmanın önemli bir parçası haline gelmiş olan sanat galerilerine yapılan bu hain saldırı sonucu mahalleli tüm haklılığını kaybetmiyor mu?