4 Eylül'de Radikal gazetesinde yayımlandı..
Sarkis, Yapı Kredi'de açılan 'Bir İkona' sergisinde İstanbul Çaylak Sokak'taki evinin planını 22 ayar altınla bir ikonaya dönüştürdü. Sanatçı, 'Ayasofya'da girişte bir duvarda, Constantin'in elinde Ayasofya'nın maketi vardır, onu sunar. Ben şimdiki insana benim apartmanımı sunuyorum' diyor.
Son yılların en üretken sanatçılarından Sarkis, İstanbul Modern, Centre Pompidou ve Galerist’te gerçekleştirdiği üç önemli serginin ardından bu kez Yapı Kredi Kazım Taşkent Sanat Galerisi’nde izleyicisiyle buluşuyor. Rene Block küratörlüğünde ve Melih Fereli danışmanlığında gerçekleştirilen ‘İstiklal Serüveni’ güncel sanat sergi dizisinin 11. ve sonuncusu olan ‘Bir İkona’ adlı sergide, sanatçının 1985’ten bu yana ‘ikonalar’ adını verdiği çalışmalarına gönderme yapan yerleştirmesi yer alıyor. Sergi, sanatını kişisel mitolojisiyle oluşturan sanatçının bizzat kendisinin adeta ikona olduğunu iddia eder nitelikte.
Her daim katmanlı bir sanat ortaya koyan Sarkis, kelimelerle gidildiğinde temkinli davranılması gereken bir sanatçı. Çünkü sorulmak istenen, açıklanması beklenen yoruma açık bırakılan alanlar arasında ince bir çizgi bulunuyor. Kendi kaleme aldığı küçük bir broşür dağıtan sanatçı, izleme önerisi olarak “Hemen algılayamıyorsanız kendinizi bırakın” diyor.
Simon Dayı’nın tezgahı
Simon Dayı’nın kunduracı dükkânında yeniden kullanılması için eğrilen çivileri azimle düzelten küçük bir çocuktan, yıllar sonra o kunduracıdaki tezgâhı, aynı zamanda dinlediği ilk lambalı radyoyu bulup ‘Çaylak Sokak’ sergisine getiren bir sanatçı doğuyor. Hayatın anlam yüklediği her nesne, sanatçı müdahalesiyle yeniden anlamlandırılıyor. ‘Bir İkona’ sergisinde, 1986 yılında, İstanbul Çaylak Sokak’taki evinden hareketle oluşturduğu, sokakla aynı adlı yerleştirmesini yeniden inşa ediyor Sarkis.
“Dışarıdan her gün binlerce insan geçiyor. Galeriye giriyorsunuz, hamamlarda ılıklık vardır ya, girişi öyle alıyorum. Mekâna girmeden önce sağda ve solda ayna gibi, içeriden bakınca gri tül gibi duran parçalar var. Onlar dışarıdan içeri davet ederken içeriden de dışarı gönderiyor. Girince görüyorsunuz altın varaklı maketi, bir kasanın içinde. 1950’lerin işçiliğiyle ustalara yaptırdım onu, bir mobilya gibi olmuş. Bu noktada üç eylemle karşılaşıyorsunuz: yukarıda mavi bir ışık görüyorsunuz ne olduğu belli değil, vantilatörlerin seslerini duyuyorsunuz, soldan da zaman sesi geliyor. Orada kalıp sadece bunu algılayıp çıkabilirsiniz fakat adımınızı attığınız zaman bir rüzgâr sizi kapsıyor ve geçip sese gidiyorsunuz.”
Bu sözleriyle, öncelikli olarak sergiyi bir ses enstalasyonu olarak kurguladığına işaret ediyor Sarkis. Adım attığınızda gelen serinlik, bir uçak metaforu olarak kurgulanmış pervanelere ait. Uçağın ne maksatla dahil edildiğini üst kattan gelen tekinsiz ışığı keşfe yöneldiğinizde anlıyorsunuz. Neon ışıkla “Geceleri pencerelere kalın bir perde gibi asılmış halılar ışıklı evi uçaklara karşı koruyordu” yazıyor. Cümlenin kaynağı ise, sanatçının 1972’de Düsseldorf’taki sergisine gönderilen, kimin yazdığı belli olmayan hayli enteresan bir biyografiye dayanıyor.
İkonanın niceliğini belirleyen ne için olduğudur. Bir Mimar Sinan eseri olan Atik Valide Külliyesi’ne dikkat çekmek için altın iskele kuran, Galerist’teki ‘Opus’ sergisinde parmak iziyle gerçekleştirdiği önemli mimari eserlere adeta parmak basan sanatçı, ‘Bir İkona’da Çaylak Sokak’taki evinin planını 22 ayar altınla ikonalaştırıyor. “Ayasofya’da girişte bir duvarda, Constantin’in elinde Ayasofya’nın maketi vardır, onu sunar. Ben şimdiki insana benim apartmanımı sunuyorum” diyor. Bir başyapıtı değil, milyonlarca kişinin yaşadığı evlerden birini ikona haline getiriyor. Böylece bin yıldır değişmeyen ikonayı provokatif bir tavırla öznelleştirmiş, yüksek kültür ile düşük kültür arasındaki seviyeyi birleştirmiş oluyor . Bunu ulviyet meselesine tartışmak olarak tartışıyor.
Ve tabii ki ‘bellek’
Galeride soldan gelen saat sesi, kasıtlı olarak gizlenmiş duvarın ardındaki videoya ait. Çaylak Sokak sergisinden sonra senelerce kasalarda saklı kalan çalışmalar bu kez bir apartman dairesinde, bambaşka bir yerleştirmeyle karşımıza çıkıyor. Pompidou’daki sergisinde müze kurumuna ciddi eleştiriler getiren sanatçı, mekânın dönüştürücülüğüne işaret ederek benzer bir vurgu yapıyor. Video aynı zamanda sessiz bir sitem gibi de algılanabili yor. Belleksizleştirilmeye çalışılan bir toplumda belleğin önemini varlığıyla kanıtlayan sanatçı “O bellek yine de vardır” diyor ve devam ediyor: “Dikkat ederseniz anı demiyorum. Benim için anı durmuş, dondurulmuş, bugüne gelmeyen bir kavramdır. ”
Duvardaki “Sarkis 26.9.19380” tabelasındaki gibi zamanı geri getiriyor, ileri atıyor ya da döndürüp duruyor sanatçı. “Eğer ben bir sergi yapıyorsam inanıyorum da yapıyorum. Açık artırma sergisi yapmıyorum.” diyen sanatçının bu sergideki gibi çalışmalarının ya da sergilerinin birbirleriyle, hatta son Pompidou sergisinde olduğu gibi başka sanatçılarla kurduğu diyaloğu takdir etmek izleyiciye kalıyor.
Sarkis’in İstiklal Serüveni kapsamındaki ‘Bir İkona’ sergisi 20 Ekim’e kadar Yapı Kredi Kâzım Taşkent Sanat Galerisi’nde.