Füsun Onur’un son sergisi “Erratum Musicale” Kazım Taşkent Sanat Galerisi’nde sergileniyor.
Yapılacak küçük bir arşiv taramasında, bugün Türk güncel sanat ortamının en önemli sanatçılarının, çok değil, 15 – 20 yıl önce nelerle itham edildikleri görülebilecektir. Her yapılanı “Pop”, “Kavramsal”, “Minimalist” vb. terimlerle adlandırıp kodlayan yazılar; Batı’daki bir örnekle benzerlik taşıdığı iddia edilen eseri yüzünden “taklitçilik”le ya da eseri o güne dek üretilmiş hiçbir şeye benzetilemediği için “avangardlık taslamak”la suçlanan sanatçılar... Bütün bunlara maruz kalmış isimlerin başında gelenlerden biri kuşkusuz, son sergisi Yapı Kredi Kazım Taşkent Sanat Galerisi’nde sürmekte olan Füsun Onur’dur.
Sanatçının ABD’deki eğitiminden döndükten sonra, henüz 1970 yılında kendi çabalarıyla açtığı ilk kişisel sergisi, Türkiye’de tanınmayan Amerikalı bir sanatçıyı taklit ettiğine dair yorumlarla karşılanır. Sergi, içlerinde boşluklar yaratarak ahşap geometrik biçimlerden “heykelimsi” çalışmalar yapan ve heykel eğitimi almış genç bir sanatçı için, bu sanat biçimini dönüştürme çabalarının başlangıcıdır. Sanatçının 1972 yılında gerçekleştirdiği ikinci sergisinde, yine ahşaptan uyguladığı üç dallı ağaç formunun üzerinde plastik renkli bir top vardır; bu yıl, hazır malzemenin Türk sanatında girdiği tarihtir.
Türkiye’de güncel sanat biçimlerinin öncülerinden Onur’un sanat yaşamı kuşkusuz “ilk”lerle doludur. Zaman içinde klasik heykel formuyla oynar; resimde üçüncü boyuta “içeri gel” der; farklı malzemelerle boşluk – doluluk zıtlığında döner; zaman kurgusunu bozuma uğratır. Heykel ya da resim ve hatta zamanla kavramsal sanat; Füsun Onur, tanımlanabilen sanat biçimlerinden adeta rahatsız olur gibi, sabitlenmiş kuralları bozmaya çalışır. 1980’lerin başından itibaren mekâna yaydığı “heykel”leri heykel değildir; yeniden kurguladığı mekân, eserin kendisidir artık.
Füsun Onur, Kazım Taşkent Sanat Galerisi’nde René Block küratörlüğünde yapılan “Güncel Sanat Sergileri”nin ikinci konuğu bu ay. “Erratum Musicale”, Onur’un sanat yaşamında 1995 yılında gerçekleştirdiği, adını bir müzik teriminden alan “Kadans” sergisiyle başlayan ve 2001’de “Prelüd” ile devam eden kırılmanın son noktası niteliğinde. 1980’li yılların ortalarından itibaren fantezi olgulara yönelmeye başlayan ve yaşamına ait bir izi, bir objeyi çalışmalarına yansıtan sanatçı için bu sergi, kişisel mitolojisinin önemli bir parçası sayılabilir. “Erratum Musicale”, uçucu zarafetin simgesi tüller, hepsi de altın renginde, basit hareketlerle hoş bir tınıya sahip minik çanlar, teller, farklı ritimlerdeki notalar misali farklı sayılarda yan yana dizilmiş madalyonlarla ince ince işlenmiş bir sergi. Margrit Brehm’in kaleme aldığı, sergi dolayısıyla yayınlanan kitabın adı olan “Dikkatli Gözler İçin” de, tıpkı bu sergide olduğu gibi, Onur’un ancak dikkatli gözler tarafından fark edilecek çalışmalar gerçekleştirdiğine gönderme yapıyor.
Sanatçının galeri merdivenlerini kullanmak isteyerek oraya yerleştirdiği keman çalan kadın figürü, küratör Block tarafından Duchamp’ın “Merdivenden İnen Çıplak”ına benzetilince, serginin adı da ortaya çıkmış. Çünkü “Erratum Musicale” yani “müzikli yanlış”, Duchamp’ın bir piyanonun tuşlarına rastgele basmasıyla oluşturduğu parçanın da adı. Var olan hiçbir akımı düşünmeden hep yapmak istediğini yapan ve yorumu bizlere bırakan Onur, bu sergisinde de tavrını değiştirmiyor. 7 Eylül’de başlayan ve 6 Ekim’e kadar sürecek olan sergiye, sanal ortamda Duchamp’ın “Erratum Musicale”sini bulup dinlemeden gitmeyin siz yine de!