9 Kasım 2007 Cuma

Eşik-Kasım "Kültürün Merkezi"

Zaman ve pratikten koparsanız mekândan da koparsınız. AKP tekeline giren AKB projesi (İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti’nden bahsediyorum) kadükleşirken, şu anda tüm süreç AKM’nin yıkılmasına indirgenmiş durumda. Hemen her kesimden birçok insanın yer aldığı AKB organizasyonu, bir kültür tekeli ve yerel yönetimlerin inisiyatifine terk ediliyor; böylece, ilk görüntünün tam manasıyla “zoraki” olduğu, “vitrin” oluşturulduğu gözler önüne seriliyor.
Başka bir çağın aklı, yakın geçmişin mantığını mâhkum ediyor; AKM, bienalin de vurguladığı “eski”liği nedeniyle yıkılmak isteniyor. Arkaik koruma içgüdüsünden bile yoksun bir zihniyet halkı atomize ediyor; saman altından su yürütülüyor.
Bu sayıda yasa taslağını basalım fikrinden yola çıktığımızda, ağzına sivillik vurgusunu pelesenk edinmiş katatonik bir güçle karşılaştık. İstanbul 2010 bürosundan gelen “Taslağı veremeyiz!” cevabı “Lâkin dergimiz çıktığında yasa muhtemelen hiçbir değişiklik yapılmadan meclisten geçmiş olacak” serzenişimize karşılık, “O halde yasanın meclisten geçmesini bekleyin” ile kendini tekrarladı.
Liberal demokrasinin sınırları, kendi hareketlerine rahat ortam sağlayacak kadar dar ya da geniş. Rant mantığı, piyasayı getirip işin başına oturtan ve kendisi de piyasalaşmış olan bir gücün biricik kaygısı bugün.
Bize de 2010 yılında “ailecek” kültürlenirken delicesine eğlenip alış veriş yapabileceğimiz alanlar açılıyor;
hızla!